Menü Kapat

Kocaeli

İzmit Sekapark: Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne devredilen toplam 580 dönümlük SEKA kağıt fabrikası alanı üzerinde, çok sayıda mekân bulunuyor. Projenin tamamında marina iskelesi, iskele, kağıt müzesi, kent müzesi, oturma alanları, deniz kıyısında büfe, plaj, dinlenme sahaları, ışık kuleleri, balıkçı restoranları, su-ışık gösterileri, denize inen kızak alanları, iskeleler, deniz gözetleme kulesi, koşu, jogging, yürüme bantları, rıhtım ışıklandırması, dinlenme parkları, kongre salonları, oturma alanları, gösteri ve görsel sanat atölyeleri, sergi salonları, kapalı ve açık spor sahaları, festival için mekânlar, gölet, çocuklar için su oyun merkezleri gibi bir çok tesis yer alıyor. Büyük çoğunluğu yeşil alan olarak yapılan SEKA arazinde birinci etap park alanına, toplam 6 bin adet yetişmiş ağaç dikildi. Özellikle sahil kenarına dikilen palmiye ağaçları parka ayrı bir hava kattı. Ağaçlarla birlikte boş alanlar çimlendirildi. Bu yeşil alanla birlikte kentte kişi başına düşen yeşil alan miktarı 4 kat arttı. Ayrıca Mevlevihane, Macar Dostluk Evi ve Mevlevihane ile Türkiye’de bir ilk olma özelliğini de kazanmış oldu.

Derince Harikalar Sahili: Derince Sahilinde 30.000 metrekarelik bir alanda yer alan Harikalar Sahili, her yaştan insanda büyük hayranlık uyandıran ve yediden yetmişe herkese hitap eden bir eğlenme, dinlenme amaçlı bir tesistir. İçerisinde gerçek boyutlarında masal kahramanları, büyük havuzlarda çarpışan botlar, uzaktan kumanda ile kontrol edilen yatların kullanılabileceği minik marina, şelaler bulunmaktadır. Ayrıca bu masal dolu, büyülü eğlence dünyasında yel değirmeni, Nuh’un Gemisi, dinazor şeklinde binalarda hizmet veren 3 kafe, mantar ve korsan gemisi şeklinde 2 restoran, küçük mantar evlerde 3 büfe yer almaktadır.
Harikalar sahiline kara ve deniz yolu ile ulaşmak mümkündür. Şehir içi minibüs hattı sahil girişinden geçtiği gibi, düzenli vapur seferleri ile ulaşmak eşsiz körfez manzarası ile bir başka güzel olmaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

Gölcük Kavaklı Sahili: 81 dönümlük arazi üzerine kurulu olan Kavaklı Sahilinde adeta yok yok. Amfi tiyatro, çocuk oyun alanı, lunapark, iki futbol sahası, iki tenis kotu, basketbol, voleybol sahaları, 800 kişilik iki tribün, süs havuzları, koşu yolu, balıkçı barınakları vb. Kavaklı Sahil Parkı, vatandaşların bölgedeki en gözde uğrak yeri olmasının yanı sıra, kutlamaların ve törenlerin de yapılabileceği seçkin bir mekan özelliği taşımaktadır.

Başiskele Sahili: Başiskele sahili Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından 2006 yılında tamamlanıp hizmete açılmıştır. Muhteşem palmiye ağaçlarının yanı sıra yürüyüş alanları, gözlem evi, çocuk oyun alanları, kafeterya ve plajdan oluşmaktadır. Başiskele sahili mükemmel bir İzmit Körfezi manzarasına sahiptir. Kocaeli halkının huzurlu bir zaman geçirebileceği sahile Büyükşehir Belediyesi tarafından 2185 m. boyunca sahil yürüyüş yolu yapılmıştır. Sahil kıyında 19.665 metrekare yeşil alan çimlendirilmiş, 13 bin 110 metrekare renkli baskı yürüyüş ve koşu yolu yapılmıştır.

Yarımca Sahili: 110 dönümlük alan içerisinde; taraklı mozaik, granit küp taş ve ahşap yürüme yolları, balık tutma merdivenleri, iki adet kafeterya, çocuk oyun alanları, piknik alanları ile iki adet fitness alanı bulunmaktadır. 1500 bitki ile yeşillendirilen park, her yaştan vatandaşın stresten uzak saatler geçirebilmesi için hizmet sunmaktadır. Her yaştan insanın rahat bir nefes alabileceği yeşil ve denizin buluştuğu bir sahildir.
Yarımca (Körfez) sahilinde balık tutmanın keyfi farklıdır. Yarımca sahili sonradan doldurulmuş alan üzerinde yer almaktadır. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin İzmit Körfezi’nin etrafını yeşil kuşak ile çevreleme projesi kapsamında sahil düzenlemesi yapıldı. Demiryolunu alt geçit ile geçip arabanızla çay bahçelerine ulaşabilirsiniz. Hafta sonları oltasını kapan Yarımca Sahili’nde soluğu alır. Balık avlama tutkunları zevkle oltalarını denize atarken, çocuklar parklarda oynamakta, bazı vatandaşlar ise çimenler üzerinde güzel manzaranın zevkine varmaktadır.

Kerpe: Kandıra’ya 10 km, İzmit’e 50 km uzaklıkta masmavi deniziyle sırtını çam ormanlarına dayamış şirin bir Karadeniz köyüdür. Karadeniz’in hırçın dalgalarının etkilemediği Kerpe, doğal koylara, 150 m mesafeye kadar sığ bir denize ve eşsiz kumsallara sahiptir. Zengin balık çeşidi, tertemiz çam havası, bozulmamış doğal plajlarıyla Kerpe adeta bir tutku beldesidir.Denizi özellikle çocuklu aileler için idealdir. Deniz, 150 metre ileride bile bazı yerlerde boyu geçmeyecek kadar sığdır.Eskiden pek bilinmeyen Kerpe, tanıyanların kıskançlıkla kendilerine sakladıkları bir yerdi.Günümüzde Kerpe’ye olan talep oldukça artmıştır.

Kefken: Kandıra’ya bağlı olan kıyı yerleşimleri arasında en gelişmiş olanı, ilçe merkezine 20 km uzaklıktaki Kefken’dir. Denizi, kumsalları ve çam ormanlarıyla Kerpe gibi vazgeçilmez bir yer olan Kefken’e 1 km mesafede Kovanağzı plajı bulunmaktadır. Karadeniz’in ender adalarından biri olan Kefken Adası, batı cepheli olması sebebiyle çok nadir dalga alan, sanki çocuklar için tasarlanmış gibi sığ ve temiz denizi, taşsız, ince kumlu kumsalı ve arkasındaki yemyeşil ormandan aldığı temiz havasıyla görülmeye değer bir yerdir. Akdeniz’in tuz oranı yüksek denizinden, yaz aylarının kavurucu sıcağından, uzun yolculuklardan, yabancı turistlerden ve turistik fiyatlardan etkilenmeden temiz bir denizde yüzüp, şifalı kumlarda güneşlenmek, huzurlu bir tatil yapmak isteyenler için ideal bir tatil yöresidir. Kerpe’deki eşsiz güzellikteki Pembe Kayalıklar ise birçok insanın buraya gelmesi için önemli bir sebep durumundadır. Kerpe Kayalıklarında, ayrıca ilginç mağaralar da bulunmaktadır. Özellikle kayaların altındaki boşluklar, dalış sporu meraklıları için idealdir.

Cebeci: Kandıra’ya 27 km uzaklıktaki Cebeci, tertemiz denizi, kumsalları, çam ormanlarıyla ideal bir tatil cennetidir. Özellikle ekonomik açıdan elverişli şartlara sahip olması Cebeci’yi kalabalık ailelerin vazgeçmeyecekleri bir yöre yapmıştır. Cebeci de diğer Kandıra sahillerinde olduğu gibi deniz mevsimi Haziran ortasında başlar ve Ağustos sonuna kadar devam eder. Cebeci sahilleri incecik, tene yapışmayan kumsalı ve gün batımında güneşin eşsiz renklerinin deniz ile kucaklaşmasıyla oluşan “Gurup Vakti” tatilcilerine güzel duygular yaşatır.

Sarısu: Kandıra merkezine 8 kilometre uzaklıktaki Babaköy sınırları içerisinde bulunan Sarısu, ismini taşıyan deresinde sazan, tatlı su levreği, kefal ve çeşitli tatlı su balıkları avlanabilecek, çadır turizmi açısından son derece elverişli yeşil alanlara sahip bir yöredir. Sarısu Deresi, 1 kilometre uzunluğundaki sahile, paralel akarak kumsal bitiminde denize kavuşmaktadır. Kumsala ulaşmak amacıyla sazlarla kaplı bu dereyi geçmek için tekne ya da kayıklar kullanılmaktadır. 8-10 kişi taşıyabilen kayıklar sahile gitmek isteyenleri, sazlıkların arasından macera filmi sahnelerini aratmayacak şekilde istedikleri yere ulaştırmaktadır.

Eskihisar: Gebze’nin günyebatısında, ilçe merkezine 6 km uzaklıktaki Eskihisar, İstanbul-Ankara karayolu ve Gebze İstasyonu ile bağlantılıdır. Eskihisar-Topçular (Yalova) arasında feribot seferleri bulunmaktadır. Eskihisar Köyü tarihi ve mistik kokusu, balıkçıları, limanı ve kalesi ile dinlendirici bir özelliktedir. Ayrıca yine burada bulunan Osman Hamdi Bey Evi ve müzesi de ziyaret edip derin gölgesinde çay içmeden gidilemeyecek bir mekandır.

Eskihisar Kalesi: Gebze’nin güneybatısında, Darıca ilçesi merkezine 1 kilometre uzaklıkta bulunan Eskihisar Kalesi, İstanbul- Ankara karayolu ve Gebze istasyonu ile bağlantılıdır. Eski çağlarda İzmit Körfezi’nin güneyindeki geçişi kontrol altında tutan önemli bir geçit noktası durumundaydı. Bugün ise Körfez’in en önemli geçiş noktası konumundadır. Deniz kıyısında ve dik yamaçlı bir tepe üzerine inşa edilen kale, Bursa-İstanbul feribot hattında yolculuk edenlerin rahatlıkla görebileceği bir konumdadır. Kalenin Bizans döneminde, limanı korumak amacıyla yapıldığı bilinmektedir. Osmanlılar tarafından da kullanılan kale 1998 yılında restore edilmiştir. Kale antresi zaman zaman konser ve benzeri etkinlikler için kullanıma açılmaktadır. Bizans İmparatoru I. Manuel Komnenos tarafından dikdörtgen planlı, 4 kapılı ve 10 burçlu olarak yaptırıldığı sanılan kalenin ana girişi iki yuvarlak burç arasından kuzey cephededir. Binanın altında 8 sütunlu ve 15 kubbeli Bizans sarnıcı ile 1.025 seyirci kapasiteli tiyatro ortaya çıkarılmıştır.

Karamürsel: İzmit Körfezi’nin güney kısmında bulunan Karamürsel sahili eşsiz doğası ve yeşilliği ile piknikçilerin uğrak yeridir. İsteyenin piknik yaptığı, isteyenin çocukları ile oynayıp şen kahkahalar attığı haftanın stresinin atıldığı özel bir mekân olarak yöre halkı için önemli bir yer tutar. Geniş bir sahili bulunan Karamürsel’de akşam olunca herkes sahile akın eder. Özellikle yazın her gece kalabalık olan sahilde insanlar ya kordon boyundaki banklara oturarak denizi izleyip, çay bahçelerinde derin sohbetlere dalarlar.

Bayramoğlu: Bayramoğlu Gebze’ye bağlı, İstanbul ve İzmit’in ikinci konut ağırlıklı bir dinlenme merkezidir. Temiz denizi, kumsalı ve modern dinlenme tesisleri ile çeşitli alternatifler sunmaktadır.

Tavşancıl: Orhangazi tarafından 14. yy’da kurulmuştur. Sahilde ve yamaçta olmak üzere iki bölümden oluşur. Asıl Tanvancıl yamaçta olanıdır. Burada 19 yy.’dan kalma tescilli ahşap ve kagir denize nazır konaklar bulunmaktadır. Aşağı Tavşancıldan ise; demiryolu ve D-100 karayolu geçmektedir. Restaurant, çay bahçeleri ve barınakları bulunan Tavşancıl sahil düzenlemesi yapılmış şirin bir beldedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dağ Turizmi

Kocaeli sınırları içerisinde, Maşukiye belde merkezine 16 kilometre mesafede bulunan Kartepe, 347 hektarlık (yaklaşık 3,5 milyon metrekare) bir kış turizmi ve doğa yürüyüşü (trekking) alanıdır. Zirvesi deniz seviyesinden bin 650 metre yükseklikte olan bölge İstanbul’a sadece 115 kilometre mesafede bulunmaktadır. Meteorolojik verilere göre, kış aylarında kuzeybatı yönünden esen ve Karadeniz’i aşarak bölgeye yoğun yağış getiren karayel rüzgarı, Marmara bölgesinde ilk olarak karşılaştığı Kartepe’ye de yoğun kar yağışı bırakmakta ve bu bölgeyi kış turizmi açısından cazip bir merkez haline getirmektedir. Kasım ortalarında başlayan kar, Nisan sonuna kadar ortalama 1,5-3 metreyi bulmaktadır. Kocaeli, Bursa ve Sakarya gibi ülkenin en çok sanayileşmiş yörelerinin merkezinde yer alan Kartepe, İstanbul’a yakınlığı, kışın kayak sporları ve yazın da golf, atçılık ve trekking gibi sporların yapılabilir olmasıyla daha da cazip hale gelmektedir. Kartepe’deki yayla ve uygun doğal ortamlarda, başta izciler olmak üzere çeşitli dernek ve kuruluşlar yaz kampları düzenlemektedir. Ayrıca otel alanı içinde bulunan 4 adet futbol sahası, çeşitli spor kulüplerinin lig maçlarına Kartepe’de oksijen depolayarak hazırlanmalarına imkan sağlıyor. Samanlı Dağları’nın en yüksek noktası olan Kartepe, Kocaeli’nin su ihtiyacını sağlayan bir depo olması açısından da önemli bir değerdir. Ucu bucağı olmayan bir beyazlığın içinde kaybolup, bulutların üzerine çıkmayı; bembeyaz bir düşü sahici olarak yaşamayı istiyorsanız buyurun Kartepe’ye…

12 pisti ve 25 kilometrelik pist alanı bulunan Kartepe’deki kayak merkezi, 49 yıllığına özel bir firma tarafından kiralanmış ve işletilmektedir. Merkezdeki otel, misafirlerin konfor ve ihtiyaçlarına uygun dizayn edilmiş tamamı şık ve konforlu 1 süit, 1 bağlantılı odasıyla toplam 500 odası ve 50 apart binası ile hizmet vermektedir. Spor salonu, saunası, buhar banyosu, hamamı ve kapalı yüzme havuzu, ziyaretçilere sunulan seçkin aktivitelerden sadece birkaçıdır. Damak tadınız için size karşı koyamayacağınız mönüler sunan otantik restoranlara mutlaka gitmelisiniz. Yeşilin bin bir tonunu barındıran Maşukiye’den başlayan, 17 kilometre uzunluğundaki orman yolunu takip ederek yapacağınız yolculuk sizi bu düş ülkesine taşır. Kıvrımlı bir orman yolu içinde tabelaların her an geyik çıkabileceğini hatırlatması da, bu düş aleminin bir işareti. Bariyerlerle çevrili, ışıklandırılmış ve genişletilmiş asfalt yoldan geçerek, sonunda doğanın o muhteşem güzelliği içinde kaybolmaya geliyor sıra… Kayak sezonunu Aralık ayı sonunda açan Kartepe, İstanbul’a yaklaşık bir saatlik yakınlığıyla da kayağa gönül verenlere en yakın adres durumundadır. Yaz aylarında kongre ve seminer merkezi konumundayken, kış mevsiminde şehrin gürültüsünden kaçmak isteyenler ve kayak tutkunları için birebirdir. Asırlık ağaçlarla bezenmiş bu doğa harikasında, kulağınıza gelen su sesleriyle etrafınızdaki şelale ve dereleri keşfedebilir, bir anda kendinizi beyazın ya da yeşilin içine saklanmış yollarda bulabilirsiniz. Kartepe, dört mekânik kayak tesisi, 42 kilometrelik pist alanı ve 14 pistiyle, kayağın yeni cazibe merkezi konumundadır. Kayağa yeni başlayanları kolay pistler beklerken; usta kayakçılar, dik tepelerde yüksek dozda adrenalin salgılayabilirler. Özel ‘baby lift’ alanı da çocuklara ve çocuk kalmak isteyenlere ayrılmış durumdadır. Kayak sonrası tesislerde muhteşem et ve sucuk mangallarının tadına varabilir, doğaya yayılan müziğe kendinizi bırakabilirsiniz. Telesiyeje binip havadan Kartepe’nin güzelliğini izleyerek varacağınız Geyikalanı Tepesi’ndeki tesislerde de şöminede çıtırdayan odunların sesiyle yemeğinizi yiyebilirsiniz. Tesislerde spor salonu, sauna, buhar banyosu, hamam ve kapalı yüzme havuzu da bulabilirsiniz.

 

YÖRESEL TATLAR : 

Yöredeki kültürel çeşitlilik ve kozmopolit yapı beslenme biçimlerinde de çeşitlilik yaratmaktadır. Tarımda çağdaş yöntemlerin kullanımı, ülke genelinin üstündedir. Bu, sebze üretiminde yoğunlaşmaktadır. Anadolu’da beslenme temel olarak unlulara dayanırken, Kocaeli’nde sebze-meyve tüketimi öne çıkmaktadır. Karadeniz’den göçlerle, karalahananın da yaygınlaştığı görülmektedir. Ancak kurutma, turşu ve komposto gibi ev konserveciliği giderek azalmaktadır. Yarımca kirazı, Değirmendere fındığı, Kandıra yoğurdu, hindi dolması ev peyniri, İzmit pişmaniyesi bu yörelerin adıyla özdeşleşmiştir.

Yöremizin yerlileri olan Manavlar’ın köylerinde yöresel yemekler varlığını sürdürmektedir. Bu yemeklerden bazıları; Çorbalar:Tarhana, Umaç, Bulamaç,- Et Yemekleri:Yahni, Kavurma, Tavuklu Keşkek, Çiğceli Kavurma – Sebze Yemekleri: Mantar Yemeği, Ebe Gümeci, Mancar Yemeği( Çiçekli Mancar )

Hamur İşleri:Ev Makarnası, Gözleme, Cizleme (Akıtma), Lokum, Mantar Böreği, ÇiğceliYumurta, Cevizli Börek

Tatlılar: Höşmerim ( Peynir Tatlısı), Kuru Helva, Nazlı (Otur Fatma Tatlısı), İrmik Helvası, Kübe Tatlısı ve çeşitli Sarma ve Dolmalar.

 

Pismaniye
Pişmaniye kente özgü bir tatlı türü olarak ün kazanmıştır. Yolculuklarda İzmit’ten geçenleri önce Pişmaniye satıcıları karşılar. Kutular içinde ak pamuk görünümü veren bu tatlı ilin simgesi gibidir. Tüm yöresel şenliklerin, şölenlerin de vazgeçilmez yiyeceklerindendir. Un ve şekerden yapılan tatlının anavatanıysa “Eski Acemistan” olarak biliniyor. Oradaki adı “Peşmek”tir. Kocaeli’nde Pişmaniyenin bilinen ilk ustasının Kandıralı Hayri Usta olduğu söylenmektedir. Pazara yönelik üretimi de, yapımını Hayri Usta’dan öğrenen Hacı Agop adlı bir Ermeni şekerci başlatmıştır. Bir süre sonra tüm Ermeni şekerciler Pişmaniye yapımına yönelmiş, Cumhuriyet sonrasında mahkeme başkatiplerinden İbrahim Çınar pişmaniyenin İzmit’te tanıtımını sağlamıştır. Hacı Agop’un oğluna Türkçe dersleri vermek için sık sık dükkana gidip gelirken pişmaniye yapımını da öğrenen İbrahim Çınar emekli olunca tümüyle pişmaniyecilik yapmıştır.

Özgün bir tatlı çeşidi olması, hafifliği, pişmaniyenin il dışında da aranmasını, ilgi görmesini sağlamıştır. Kavrulmuş una kaynamış şekerin yedirilmesi ilk bakışta kolay gibi görülmektedir. Ancak küçük bir yanlışlıkla tüm emek ve harcamalar boşa gidebilir. Çevrede pişmaniye adının buradan kaynaklandığı öne sürülür : “Yapan bin pişman, yapmayan bir pişman”. Satıcılarsa aynı tekerlemeyi yolculara yöneltmektedir : “Alan bir pişman, almayan bin pişman! Pişmaniye

Pişmaniye’nin Yapılışı:

Pişmaniye’nin malzemesi az fakat yapımı zordur. Malzeme un, şeker ve tereyağından ibarettir. Kalaylı, büyük bir bakır kazanda önce un yağ ile kavrulur. Ancak bu iş biraz sabır ister. Kavurma işlemi büyük bir ağaç kaşıkla yapılır. 5-6 saat süren bu kavurma işinden sonra un ile yağ iyice birleştirilir. Kavurma işleminden ayrı olarak başka bir kazanda da şeker kaynatılır. Kaynaya kaynaya iyice ağdalaşan şeker kavrulmuş un ile karıştırılarak birbirine yedirilir. Sonra bu karışım büyük tepsilerde saatlerce ovularak çevrilir. Bu işlem ağdalı hamurun tel tel oluncaya kadar sürdürülür. İzmit’e gelen herkesin zevkle yediği pişmaniye bu şekilde hazırlandıktan sonra tartılarak kutulara yerleştirilerek satışa sunulur.

 

 

 

İlgili Yazılar

Pin It on Pinterest