‘’Baba sen padişahsan gel ordunun başına, ben padişahsam emrediyorum; gel ordunun başına’’
1444 Fatih Sultan Mehmet, Varna
Biz Varna deyince Fatih Sultan Mehmet’in babası 2. Murat ile Haçlı ordusu arasındaki savaşı anımsasak da bir başka özelliği ile dünya tarihinde adı hiç değişmeyen tek ülke olan Bulgaristan’ın kadim şehridir aynı zamanda.
Ya da su şehri anlamına gelen eski ismi ile Odesos.
Doktoru aşksız 1 yıl, aşık olursan 3 yıl yaşarsın demişti Nazım’a… O ise sevgili Münevver’in doğduğu yere gelmiştir 1957’de. Varna’da kaldığı yerlerden biri de Bor Oteli’dir. Bor kelimesi Bulgarcada “çam ağacı” anlamına gelir. Nazım, Bor Oteli’nde; Memet, Mavi Liman, Gülhane Parkı ve Bor Oteli şiirlerini yazar.
Komşumuz Bulgaristan’ın kuzeydoğusunda bulunan ve Dereköy sınır kapımızdan yaklaşık 200 km. uzaklıkta bulunan bu şehir, aynı zamanda Sofya’dan sonra Bulgaristan’ın en büyük şehridir. 6 üniversite bulunan şehirde genç nüfus, kentin önemli geçim kaynaklarından. Bir de şehrin girişinde sizi karşılayan Asparuh Köprüsü civarındaki tersane bölgesini de dikkate alırsak gemi inşa sanayi, öğrenci ve turizm kenti de diyebiliriz Varna’ya.
Daha kente ilk girdiğinizde komünist dönemden kalmış kocaman blokların aksine, merkeze doğru ilerledikçe dantel gibi süslenmiş klasik evleri görmek sizleri çok şaşırtacak. Varna’da geçmiş ve modern yaşam bir arada sürüyor.
Avrupa’nın en eski müzik festivali olan Varna Yazları Müzik Festivali 1926’dan beri bir gelenek olmuş. Bu festivalin dışında ise 15’i aşkın festival düzenleniyor. Yılın hangi zamanı giderseniz gidin; canlı bir şehir burası.
Yakınlarda çıkan ve genişliği 3 metreye kadar varan taş duvarların, Bakır çağında eski altınları korumak için kullanıldığı tahmin ediliyordu. Fakat son kazılar, bilgileri tamamen değiştirdi. Geçmişte tuz altından pahalıymış. Günümüzdeki altın külçelere benzeyen tuz külçeler yapılırmış. O günlerin para değeri de tuz külçeleriymiş. Belki de büzden Avrupa’nın en eski şehirlerinden birisi.
Varna şehir merkezinde kalıntıları net bir şekilde görülebilen Roma Hamamı 7 metre kare ile , Balkan Yarımadası’nın en büyük, Avrupa’nın ise 4. Büyük termal merkezidir. İçinde sarnıçlar, soyunma odaları ve çeşitli odalar vardır bir zamanlar.
Bugün dünyanın en eski altınlarının bulunduğu bu kentin en önemli sembolü ise Bulgaristan’ın ikinci büyük katedrali olan Varna Katedrali’dir. Finansmanı bağışçılar ve piyangolar olan katedral inşaatı 1880 yılında başladı. Bulgaristan’ın kurtuluşu için savaşta hayatını kaybeden Rus askerlerinin anılması ve kutsanması için yapılan ilk anıt olan bu katedral 08:00 -18: 00 arası açıktır. Bir hatırlatma fotoğraf severler için. İçeride resim çekmek istiyorsanız 5 Bulgar levasını gözden çıkarmanız gerekmektedir.
Katedralin olduğu Hristo Botev bulvarından yolun karşısına geçtiğiniz zaman ise sizi 1878’de ziyarete açılan Primorski Parkı yani Deniz Parkı karşılıyor. Varna’nın en eski ve en büyük parkıdır burası. Açık hava tiyatrosu, hayvanat bahçesi, yunus parkı, akvaryum, Denizcilik müzesi gibi merkezler parkın içinde belli saatler arasında gezilebilir. Parkın girişindeki saat kulesi ise 1888’den beri ayaktadır.
Parkın sonuna yaklaştığınızda başka dillerde de aynı kelime anlamına sahip Karadeniz sahilini görebilirsiniz. Buraya gelmeden önce karnınızı doyurmak isterseniz meşhur ‘’Happy’’ restoranda alışık olduğunuz tadlara ulaşabilirsiniz. Türk olduğunuzu söylediğinizde size uygun olan yiyecekleri sunacaklardır. Bir alternatif de Happy’ye yüzünüzü döndüğünüzde caddenin solunda kalan mekanlardır. Burada heykeli geçince cadde üzerinde aşağı yukarı yüz metre sonra Türk yemekleri yiyebileceğiniz bir işletme bulunduğu gibi, Happy’den sahile devam ederken yolun kenarında yan yana bulunan küçük börekçilerden de karnınızı doyurabilirsiniz. Burada yazın dikkat etmeniz gereken şey dondurma alırken, porsiyonların bizden farklı olduğudur. İki top dondurmayı iki kişi rahatlıkla yersiniz. Sipariş verirken bunu hatırlamanızda fayda var. Bir de yemek siparişi verirken aceleci olmayın. Çünkü burada diğer Balkan ülkelerinde olduğu gibi servis oldukça yavaştır.
Rivayete göre bir korsan gemisi, altından olan tüm hazinesini sahile gömmüş ve Tanrı onların altınlarını kuma çevirerek korsanları cezalandırmış. Bugün ‘’Golden Sands’’ Altım Kumlar denilen plaj bölgesi Varna merkeze 17 km. uzaklıkta. Bir çok Avrupa ülkesine oranla burada çok daha ekonomik bir şekilde konaklayabilir, tatilin ve ‘’altın’’ kumların tadını çıkarabilirsiniz…
Bulgaristan hala euro’ya geçmedi. Leva para birimini kullanıyor. Bu bağlamda erken saatlerde Varna’ya inecek olanlar, paralarını levaya çevirmekte sıkıntı yaşayabilirler. Ayrıca işletmelerin çoğu Euro kabul etmemekte ya da çok pahalı kabul etmekte (1 leva 1 euro ) Bu yüzden mutlaka gelmeden önce paranızı bozdurun. Belli saatlerde açılan döviz bürolarında elinizdeki Türk parasını levaya çevirebilirsiniz. Ya da sınır kapısında bulunan Ptt şubesi bu konuda size yardımcı olacaktır.