İskeçe veya Xanthi, Yunanistan’ın kuzeyinde, Batı Trakya’da, aynı adı taşıyan ilin merkezi olan kenttir. Nitekim şehri gezdiğinizde özellikle Türklerin yoğunlukla yaşadığı Ahiriyan Mahallesi‘nde (Palia Ksanthi-Eski Şehir) Osmanlı mimarisi gözünüze çarpıyor. Burada evler ve dar sokaklar sizi Osmanlı‘dan kalma bir Anadolu köyündeymişsiniz hissine sokuyor. Zaten Ahiriyan Mahallesi‘nde neredeyse Yunan yok denecek kadar az. Şehirde Türkiye’nin bir de müftülüğü bile bulunuyor.
· Plateia Kendriki
İskeçe şehrinde gezmeye başlayacağınız ilk nokta, şehrin merkezi konumunda olan ayrıca bünyesinde saat kulesini ve Ayasofya Kilisesi’ni barındıran Plateia Kendriki yani şehir meydanı olacaktır. Bu meydanda bulunan saat kulesi Osmanlı döneminden kalmış ve 1870 yılında İskeçe’nin önde gelen ailelerinden Hacı Emin Ağa tarafından yaptırılmış. Birçok kez yıkılmaya çalışılmış ve zarar verilmiş ancak günümüze kadar gelmeyi başarabilmiş.
· Palia Ksanthi
Palia Ksanthi ya da Türkçe adıyla Ahiriyan Mahallesi. Türklerin yoğunlukta yaşadığı bu mahallede Türklere ait birçok işyeri, konut, cami ve müftülüğü göreceksiniz. Mahalleye adım atar atmaz Osmanlı mimarisine ait cumbalı evleri görecek ve kendinizi Türkiye’de gibi hissedeceksiniz, buna emin olabilirsiniz. Ahiriyan Mahallesi’nde 7 adet cami bulunuyor ve mahalle genel itibari ile şehrin üst kısımlarına doğru genişliyor yani eğer her yeri gezmek istiyorsanız biraz yorulmayı göze almanız gerek.
· Hagia Sofia Church
Saat kulesinin hemen arkasında bulunan Hagia Sofia yani Ayasofya Kilisesi’nin içerisini ücretsiz gezebilir ya da pazar günü gitmişseniz içerisinde yapılan pazar ayinini seyredebilirsiniz. Özellikle hava karardıktan sonra dış ışıklandırması ile mükemmel bir görüntü sergiliyor.
· İskeçe Festivali
İskeçe Festivali her yıl Şubat-Mart aylarında düzenleniyor ve tıpkı bir Rio Karnavalı havasına sahip. Yunanistan’ın her şehrinden binlerce insanın sırf festival için İskeçe’ye akın ediyor, farklı tarzlar ve şekillerde kostümler giyiyor, yüzlerini boyuyor ve müzik eşliğinde dans ediyor. Festival boyunca sokak üzerinde kurulan tezgahlarda atıştırmalıklar ve içkiler satılıyor. Bu sokak festivalini bir kortej gibi düşünebilirsiniz, tek farkı yürüyüş yapan insanların değişik kostümler giymesi ve orkestralar eşliğinde dans ederek yürümeleri yani dediğim gibi tıpkı bir Rio Karnavalı. Bu bir sokak festivali olduğu için bilet almanız gerekmiyor ancak çok kalabalık bir festival olduğundan dolayı konaklamada sıkıntı çekebilirsiniz o yüzden gitmeden önce kalacak yerinizi ayarlamış olun ayrıca restoranlar ve tavernalarda tıklım tıklım dolduğundan tavernaya gündüzden rezervasyon yaptırın.