Karadeniz kıyısında bulunan Burgas; plajları, gölleri, canlı şehir hayatı, müzeleri, gezilecek yerleri ve başta kum heykeli festivali olmak üzere yılın her döneminde düzenlenen şehir etkinlikleriyle Bulgaristan’ın en çok turist çeken şehirlerinden biridir. Burgas, Karadeniz’in güneyinde yer alıyor. Nüfusu 230 bin. Bu da ülkenin en kalabalık 4. şehri yapıyor onu. Sofya başta olmak üzere diğer şehirlerden ve hatta Türkiye’den Burgas’a ulaşım oldukça kolay.
Hava sıcaklığı ortalaması yazın 26, kışın ise 5 derece. Şehrin bir tarafında deniz, diğer tarafında ise 3 adet göl (Vaya, Atanaskovsko ve Mandrensko) bulunduğu için rüzgar belli yerlerde oldukça sert esiyor. Özellikle limanın oralarda daha sert esebiliyor.
Burgas limanı şehir ekonomisinin en önemli gelir kaynağını oluşturuyor. Zaten ülkenin en büyük limanı burada. Dünyanın en büyük petrol üreticilerinden biri olan Lukoil’in Balkan coğrafyasındaki operasyonları ise Burgas’tan yürütülüyormuş. Deniz turizmi, endüstri ve ticaret alanındaki gelişmişliğinden dolayı Burgas’ta işsizlik ülkenin en düşük oranıymış (%4.3). Ancak bu yanıltmasın. Bulgaristan’ın ekonomisi kötü olduğu için yoksulluk oranı bir hayli fazla.
Yapılan arkeolojik kazılarda Burgas’ın tarihinin 3000 yıl geriye gittiğinin belirlenmesine rağmen, şehirle ilgili ilk yazılı kaynak 8. yüzyılda Bulgarların Bizans’a karşı yaptığı savaşa ait. Diğer tüm kaynaklar Burgas’a yakın Karnobat, Apollonia (Sozopol), Pomiere ve Nessebar’dan bahsediyor. Yani tam anlamıyla “Burgas”ın tarihi diyebileceğimiz pek birşey yok. Bizans döneminde şehir merkezine 15 kilometre mesafede Aqua Calidae adı verilen bir termal banyo varmış ancak o da Latin istilası sırasında yok edilmiş. Zaten 19. yüzyıla kadar şehirde 3000 kişi yaşarmış. Bir dönem Trabzon’un ardından Karadeniz’in en önemli liman şehri burası olmuş.
Şehrin kaderi 20. yüzyılın başlarından itibaren değişmeye başlamış. Osmanlı döneminden başlayarak Karadeniz’de oldukça fazla önem kazanan Burgas limanı sayesinde şehir zenginleşmeye ve gelişmeye başlamış. Günümüz Burgas’ının tarihi sadece 100 yıl eski. Bu nedenle oldukça iyi düzenlenmiş bir kent planına sahip.
Pusula
Caddenin tam ortasında bir adet pusula yer alıyor. Burası Burgas’ın sıfır noktası. Şehirdeki tüm mesafeler bu pusula baz alınarak ölçülüyor. Yani “plaj ile şehir merkezi arasında 500 metre var” diyorsak, bu pusuladan itibaren 500 metre var anlamında.
Troykata Meydanı
Alexandrovska Caddesi, Troykata Meydanı ile son buluyor. Bu meydan 19. yüzyıl sonlarında planlanarak uzun yıllar pazar yeri olarak kullanılmış. 1934 yılında, 3 aydınlatma direği dikilerek meydana “Troykata (Troika)” adı verilmiş. Troika kelimesi “3 atın çektiği araba (üçlü ittifak)” anlamına anlamına gelir ve özellikle siyaset, spor, müzik vb. alanlarda kullanılır. “Mazhar – Fuat – Özkan”, “Metin – Ali – Feyyaz” gibi. Bu meydan da adını 3 aydınlatma direğinden almış. Günümüzde burada pek çok şehir etkinliğı (festival, konser, fuar) yapılıyor.
Meydanın tam ortasında 18 metre yüksekliğinde “Sovyet Askeri” heykeli bulunuyor. İsim olarak “Alyosha” adı verilen heykel, II. Dünya Savaşı sırasında Burgas’a yardıma gelen Sovyet Ordusu onuruna yapılmış. 1953 yılında dikilen heykelin alt kısmında “şehre gelen orduyu halkın sevgiyle karşılaması” temalı bir kesit anlatılıyor.
Alexandrovska Caddesi
Alexandrovska, Burgas’ın en popüler, en kalabalık ve en büyük caddesidir. Trafiğe kapalı ve günün her saatinde yoğun olan cadde üzerinde çok sayıda alışveriş mağazası, restoran, fast-food dükkanı ve cafe bulunuyor. Cadde üzerinde çok sayıda dondurmacı ve sokak müzisyenleri bulunuyor.
Arch of St. Nikolay Miracleworker
Caddenin çok yakınında şehrin koruyucu azizi Aziz Nikolay’a adanmış bir tak bulunuyor. İnanılışa göre bu takın altından geçildiğinde hastalıklarınızdan kurtulacak ve Aziz Nikolay tarafından pozitif enerji ve güç ile doldurulacakmışsınız. İlginç.
“Geçmişini Unut”
1993 yılında Bulgaristan – Rusya arasında yapılan anlaşmaya göre bu dahil tüm Bulgaristan’da yer alan sovyet anıtları koruma altına alınmış. Yani şehir sakinleri isteseler bile yıkmak kolay kolay mümkün gözükmüyor.
Bölgesel Tarih Müzeleri
Burgas’ta 4 adet “Bölgesel Tarih Müzeleri” adı verilen müze bulunuyor. Hepsi şehir merkezinde kalıyor ve birbirlerine 5 dakika yürüme mesafesindeler. Ortak özellikleri 1800’lerin sonlarında inşaa edilen tarihi evlerde bulunuyor olmaları. Son 10 yılda Burgas’ta müzecilik alanında çok önemli çalışmalar yapılarak geniş koleksiyonlara ulaşılmış.
Müzelere giriş fiyatı her biri için ayrı ayrı yetişkin 5, öğrenci 2 Leva. Hepsini birden gezmek isterseniz fiyatı 10 Leva. Ancak fotoğraf çekmek için ayrı ücret ödemek gerekiyor (3 leva). müzelere; Etnografya Müzesi, Arkeoloji Müzesi, Tarih Müzesi, Doğal Tarih Müzesi.
Burgas Sea Garden
Sea Garden en basit tabirle 800 bin metrekare gibi oldukça geniş bir alanı kaplayan ve denize paralel şekilde kurulmuş bir park. Türkçesi ile “sahil bahçesi” diyebileceğimiz bu yere “park” demek çok basit kaçıyor aslında. 1910 yılında planlanmış ve günümüze kadar yavaş yavaş genişletilen park içerisinde çok sayıda egzotik bitki, ağaç, spor aleti, ülkenin kahramanlarını onurlandırmak için yapılmış heykel, çeşme, anıt, cafe ve restoran bulunuyor. Bir parktan öte adeta bir yaşam alanı, şehir içerisinde başka bir şehir.
Burgas Kum Heykeli
Sea Garden’ın sonunda kumdan yapılmış heykellerin sergilendiği bir alan bulunuyor. Bu heykeller her yıl yaz ayında düzenlenen ve dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen “kum heykeli ustaları” tarafından yapılan “Sandfest Burgas” etkinliği sırasında yapılıyor. Festivalin ardından yaz boyunca sergilenmeye devam ediyorlar. Festival 2008 yılından beri düzenleniyor. Her yıl farklı bir tema belirleniyor ve 2500 ton üzerinde kum kullanılarak ustalar bu heykelleri yapılıyorlar.